Gündüz Çene Cerrahı Gece Müzisyen

YÜZ iskeleti ile çene bozukluklarının düzeltilmesi konusunda ve implantlarda geliştirdiği teknolojik çalışmalarla tanınan ünlü cerrah Prof. Dr. Selçuk Basa, mesleğinin yanı sıra müzikteki başarısıyla daadından söz ettiriyor....

Yayınlanma:
Gündüz Çene Cerrahı Gece Müzisyen

YÜZ iskeleti ile çene bozukluklarının düzeltilmesi konusunda ve implantlarda geliştirdiği teknolojik çalışmalarla tanınan ünlü cerrah Prof. Dr. Selçuk Basa, mesleğinin yanı sıra müzikteki başarısıyla da
adından söz ettiriyor. Bir yandan dekanlık görevini yürüten bir yandan hastalarına şifa veren sağlık veren Basa, marifetli parmaklarıyla melodilere de hayat veriyor. Muayenehanesine gelen hastalarının
eline gitar verip çalmalarını sağlayan kendisi de şarkılarıyla eşlik eden Basa, “Hem müzisyen hem de hekimlik yapan birine tedavi olmak kesinlikle hastaları rahatlatıyor ve güven veriyor. Benim müzikle
uğraşmam onları pozitif etkiliyor” diyor.

Prof. Dr. Selçuk Basa, diş hekimliği lisans eğitimini Ankara’da tamamladı, ardından Çene Cerrahisi ihtisası yaptı. Yurt dışında ve yurt içinde birçok hastane, çalışma grupları ve üniversitelerde gözlemci,
konsültan ve öğretim üyesi olarak çalışan ve şimdilerde Basa, yüz iskeleti ile çene bozukluklarının düzeltilmesi konusunda ve implantlarda geliştirdiği teknolojik çalışmalarla tanındı. Basa’yı, diğer
meslektaşlarından ayıran en önemli özelliği ise müziğe olan ilgisi. Akademik hayatında birçok başarıya imza atan, binlerce hastaya şifa dağıtan Basa, müzik yaşamında ise şu ana kadar 3 albüm ve 6 single
çıkardı.

“MÜZİK VE SAĞLIK BİRBİRİNİ BESLEDİ”

Çocukluğundan beri ilgi duyduğu müzikte sadece dinleyici değil üreten bir yanı da olduğunu fark ettiğini dile getiren Basa, “Benim uzmanlığım çene, yüz cerrahisi. Çene cerrahı olmak için aslında diş hekimliğini seçtim. Çok severek yaptığım için de mesleğimde hem akademik hem de klinik alanda epeyce efor sarf ettim. Yılın en başarılı akademisyeni de dahil birçok ödül aldım, uluslararası düzeyde kitap bölüm yazarlığı yaptım. Bunun yanı sıra kendi mesleğimle ilgili geliştirdiğim yöntemler var. Dijital teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulaması anlamında bunu ilk uygulayan kişiyim diyebilirim. Yeniden yüzü yapılandırma, kaza ya da deformasyonlara maruz kalan insanların şekil bozukluklarını düzeltmede üç boyutlu konstrüksiyon dijital sistemlerin kullanılması konusunda öncülerden biriyim. Bunun dışında çocukluğumdan beri gönül verdiğim müzikte enstrümanlara da çok ilgim var. Şarkı yazarlığı yapıyorum. Müzik benim için yaşam biçimim olduğu için yaptığım işi hiç etkilemedi. İki alanda birbirine benzer aslında. Akademik alanda da bir şeyi araştırıyorsunuz ve sonucunda üretiyorsunuz, yayın haline getirebiliyorsunuz. Müzikte de aynı şey. Aklınıza bir anda bir melodi söz geliyor ve ekibinizle bunu şekillendirebiliyorsunuz. Aynı bilimsel yayın gibi bir şey çıkıyor ortaya
ve sonrada onu yayınlamak istiyorsunuz. Ben akademik alanda nasıl başkalarının yayınlanan eserlerinden esinlenerek araştırma, yayın yaptıysam, müzikte de başkalarının eserlerinden esinlenerek bir şeyler ortaya çıkıyor. Bu yüzden iki alanın birbirini beslediğini düşünüyorum.” dedi. (BSHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Keşfet