Prof. Dr. Celal Şengör'den, Kızıl Goncalar Dizisine Tepki

Ünlü bilim insanı Prof. Dr. Celal Şengör, RTÜK'ün "Kızıl Goncalar" dizisi hakkında başlattığı inceleme ve dizinin afişlerine yapılan saldırılar üzerine bir mektup yazarak, toplumsal yaraları ve bilimsel gerçekleri gündeme getirdi.

Yayınlanma:
Prof. Dr. Celal Şengör'den, Kızıl Goncalar Dizisine Tepki

Prof. Dr. Celal Şengör, "Kızıl Goncalar" dizisi hakkında RTÜK tarafından başlatılan incelemeye tepki gösterdi. Şengör, mektubunda RTÜK'ün laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin mi yoksa başka kişilerin mi emrinde olduğunu sorguladı ve bu kararın alındığı toplantıyı terk etmeyen RTÜK üyelerini eleştirdi. Ayrıca, geçmişte İbrahim ve Musa'nın mitolojik karakterler olduğunu söylediği için kendisine yönelik RTÜK cezasını da hatırlattı.

"Kızıl Goncalar"ın Toplumsal Etkisi

Şengör, "Kızıl Goncalar" dizisinin toplumsal sorunlara dikkat çektiğini ve Millî Eğitim Bakanı'nın da bu diziyi izlemesinin faydalı olacağını belirtti. Diziye yönelik herhangi bir sansür veya yasaklamanın kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Şengör, Bertold Brecht'in "Galile" oyununu örnek vererek, bilimin din adamlarının karşısında nasıl üstün geldiğini anlattı ve bu tür eserlerin yaygınlaştırılması gerektiğini savundu. Ayrıca, Şengör "Kızıl Goncalar" dizisinin reklam panolarına yapılan saldırılardan bahsederek, İçişleri Bakanlığı'nın bu konuda harekete geçmesi gerektiğini ifade etti.

Şengör'ün gazeteci Fatih Altaylı'ya internet sitesinde yayımlaması için gönderdiği mektup şöyle:

"RTÜK bu gibi kişilerin mi emrindedir, yoksa lâik Türkiye Cumhuriyeti Devletinin mi? Soruşturma kararı alan RTÜK’te tek bir tane uygar adam veya kadın yok mudur? Varsa bunlar neden yukarıda belirtilen kararın alındığı toplantıyı terk etmemişlerdir? Daha önce bir programda İbrahim ve Musa 'peygamberlerin' tarihi değil mitolojik, yani masalsı karakterler olduğunu söylediğim için o programa da ceza kesmeye kalkmıştı RTÜK.

'KİMİN GÜCÜ YETER?'

E sonra ne oldu? Dediğimi bilimsel olarak isbat edince mahkemece cezadan vazgeçmek zorunda bırakıldılar. Kızıl Goncalar dizisi çok yetenekli oyuncularımızın katkısıyla kanayan bir toplumsal yaraya parmak basmakta, onu halkın gözünün önüne getirmektedir. Bu diziyi bilhassa Millî Eğitim Bakanımızın seyretmesinde büyük yararlar vardır. Böyle aydınlatıcı bir diziyi men etmeye hangi kişi veya grubun gücü yeter? Aslında kendisinden hiç haz etmediğim Bertold Brecht, Galile piyesinde din adamlarının aptallığını, bilimin karşısında nasıl âciz kaldıklarını ortaya koydu diye o oyun yasaklanmalı mıdır? Tam tersine, bil’akis, o oyun yaygınca oynanmalı ve halka bilimin nasıl savunulması gerektiği, savunulmazsa nelerin olabileceği gösterilmelidir—yazarından çeşitli nedenlerle hiç hoşlanmadığım halde.

Kızıl Goncalar dizisinin reklam panolarına boya atıldığını okudum bugün. Sayın İçişleri Bakanımız bu korkunç tecavüz ile ilgilenmeyecek midir?

Millî Eğitim Bakanımız umarım okullarda attığı o ürkütücü, milletimizin sonunu getireceği kesin, adımların nerelere varacağını acaba görmekte midir? Eski Türkiye geçti diyor: Bakanımıza hatırlatırım: Eski Dünya da geçti. Bilim ve teknolojinin bu kadar geliştiği bu dünyada, toplumları artık bilim dışı söylemlerle, mitolojilerle, masallarla yönetemezsiniz. İnsanlar eskiden olduğu kadar cahil ve bilinçsiz değiller. Artık kendimize gelelim. Yoksa sonumuz felâkettir. Umarım bu kâbustan yakında uyanır da, vicdanı hür, aklı hür, irfanı hür olmasını arzu ettiğimiz gençlerimize içinden kaçmaya çalışacakları değil, içinde huzur içinde yaşayabilecekleri, dış dünyanın imreneceği, müreffeh bir vatan bırakabiliriz; Atatürk öyle yapmamış mıydı?"

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Keşfet